Filmin sürdürülebilir uygulamalar ile çekilmesi konusunda ekip olarak oldukça hassas bir süreç yaşadıklarının altını çizen Altın, set boyunca plastik kullanımını en az indirmek için set ekibindeki herkese ilk gün su mataraları verildiğini ve karton bardak kullanılmadığını, karavan yerine ortak bir hazırlık alanı tercih edildiğini, ışıklar konusunda en sürdürülebilir ışığın kullanıldığını, dekorların eski setlere ait olanların geri dönüştürülmesiyle oluşturulduğunu ve jeneratör kullanmayarak yakıt kullanımını en aza indirdiklerini kaydetti.
Altın “Yönetmen olarak film ekibine farkındalık kazandırmak beni mutlu ediyor. Ekipten bazı arkadaşlarımız, setten sonra artık çocuklarına pet şişe kullandırtmadıklarını benimle paylaştı. Bu müthiş bir duygu, umarım bu farkındalık diğer setlere de sirayet eder” dedi.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR FİLM, MALİYETLERİ YÜZDE 20 ORANINDA AZALTTI“
Sürdürülebilir bir filmi, doğaya en az zarar veren, en az karbon ayak izi oluşturarak çekilen bir film olarak nitelendiren yapımcı Korhan Uğur, sürdürülebilirliğin maliyet noktasında da yapıma olumlu katkıları olduğuna dikkati çekti.
Uğur, şunları söyledi:
“Sürdürülebilir uygulamalar, filmi finansal olarak yüzde 20 oranında daha düşük bir bütçeyle tamamlamamızı sağladı. Bu uzun metraj bir film için oldukça ciddi bir rakam. Bu uygulamalarla film yapma sürecindeki tüm fazlalıklardan ve lükslerden kurtulduk. Setteki sürdürülebilir uygulamalarının devamlılığının sağlanması için ödül ve ceza sistemi takip edildi. Kuralları bozanlar, set ekibine baklava ısmarladı. Bu sebeple ilk günler çokça baklava yedik. Kuralları oluşturmak için de globaldeki örneklere baktık. Biz Türkiye’de ilklerdeniz ama dünyanın çeşitli yerlerinde yıllardır bu uygulamalarla film çeken setler var. Biz de onların nasıl yaptığını hem birtakım yazışmalar yaparak hem de internetten araştırdık. Bununla alakalı aşağı yukarı 20 madde var. Biz setimizde bunların yaklaşık 15’ini gerçekleştirebildik. 5 tanesini ise Türkiye’de şu an gerçekleştirmek imkansız. Çünkü sürdürülebilir enerjiyle çalışan karavan kullanımının zorunlu kılınması gibi maddeler var. Türkiye’de henüz bu enerjiyle çalışan bir karavan yok.”
Sürdürülebilir yapımlar için dünyanın çeşitli yerlerinde teşvik fonları olduğunu hatırlatan Uğur, “Yeşil film yapanın daha farklı bir karşılık alması gerekiyor. Avrupa’da bu tür destekler var. Türkiye’de de olacağını düşünüyorum. Belki çok yakında Kültür Bakanlığı ‘Eğer yeşil film yaparsanız şöyle bir destek veriyoruz’ diyebilir. Bunun kontrolü için bakanlıktan biri gelip sette kalabilir. Bunlar çok güzel hareketler, keşke olsa” dedi.
“DİZİ SETLERİNDE DE BUNUN OLMASINI ÇOK İSTERİM”
Filmde kıtlık kanunları sebebi ile annesi ve çocuğunun hayatı arasında kalan bir kadını canlandıran oyuncu Selen Öztürk de “Bu çok zor bir karakter çünkü bir bebek dünyaya getirmek istiyorsunuz ama bu gerçekleşirse de sizi siz yapan annenize veda edeceksiniz. Benim karakterim de bu süreci, soruları ve çatışmalarıyla, iki tarafı kurtarmaya çalışarak geçirmeye çalışıyor. O yüzden kadının dünyasında zor bir yolculuğu anlatıyor ama tabii oyuncu olarak böyle boyutlu işlerde oynamak çok keyifliydi” görüşünü paylaştı.
Filmin sürdürülebilir uygulamalar takip edilerek çekileceğini öğrendiğinde çok sevindiğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
“Benim bu filmden önce, elimden geldiğince kendi bulunduğum setlerde, başarısızlıkla sonuçlansa da küçük küçük denemelerim olmuştu. Çünkü tek başına mücadele veriyordum ve insanlara anlatmaya çalışıyordum, çok zor. Yapımcımız Korhan’ın da dediği bir şey var, alışkanlığı değiştirmek hiç kolay değil. Hele set çalışanları ve oyuncular olarak. Bu filmin bu şekilde çekilmesi de zaten çok güzel oldu, çünkü filmimiz bunu anlatıyor. Bana da böyle bir set kuracağız dendiğinde, bu sefer kurallar ve yaptırımların olacağını düşündüğümden ‘Yaşasın!’ dedim.”
Başlatılan küçük çabaların sektöre örnek olabileceğini ve bunun yayılmasını umduğunu dile getiren Öztürk, “Film setindeki tüm arkadaşlarımız bir iki gün içerisinde kurallara adapte oldu. Filmlerde daha konsantre bir süreç işlediğinden bu başarı sağlanabilir. Önemli olan bunu uzun süren işlere taşıyabilmek. Dizi setlerinde de bunun olmasını çok isterim” dedi.
ALINTI KAYNAK: https://www.ntv.com.tr/n-life/kultur-ve-sanat/seyirciyle-bulusan-ilk-surdurulebilir-turk-filmi,3edcUoWNZUG5ao3kwazKyw