Berrak Tüzünataç, 2010 yılında evinin terasında Şahan Gökbakar ile görüntülerinin çekilip televizyonda yayınlanması sonrası gizliliğinin ihlal edildiğini öne sürerek mahkemeye başvurdu.
 
Oyuncu, Türkiye’de açtığı davaların sonuçsuz kalması üzerine 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Tüzünataç’ın “adil yargılanma hakkı” ve “özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı” ihlali iddiasıyla yaptığı başvuruyu karara bağladı.

MAHKEME “HAK İHLALİ VAR” DEDİ

AİHM, dün duyurduğu kararla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.

AİHM kararında, şöhretlerine rağmen “bir kişinin aşk hayatının prensip olarak kesinlikle özel bir nitelik taşıdığını” ve söz konusu görüntülerin “yalnızca belirli bir izleyici kitlesinin merakını tatmin etme amacını taşıdığını” söyledi.

Mahkeme, haberin “sorumlu gazetecilik standartlarına” uymaması nedeniyle Türkiye’deki yerel mahkemelerin “ilgili çeşitli çıkarları tartarken daha fazla titizlik göstermesi gerektiğini” ifade etti.

Anayasa Mahkemesi, ünlü oyuncu Tüzünataç, meslektaşı Şahan Gökbakar ile olan görüntülerinin televizyon kanallarında yayınlaması üzerine daha önce açtığı davaları “Kişinin mahrem alanında kalması gereken aktivitelerini terasa taşıması durumunda bunların başkaları tarafından görülebileceğinden, şikayet etme hakkı olamaz” denilerek düşürülmüştü. 

AİHM kararında, gazetecilik standartlarının ihlal edildiği belirtilirken, yerel mahkemenin de “daha titiz” davranması istendi. Ayrıca Türkiye, oyuncunun özel hayatını korumadığı için kınandı.

NE OLMUŞTU?

Berrak Tüzünataç, 2010 yılında İstanbul Kabataş’ta bulunan evinin terasında oyuncu Şahan Gökbakar ile yakınlaştığı anların özel bir televizyon kanalının magazin ekibi tarafından gizlice görüntülenmesi ve söz konusu görüntülerin televizyon kanallarında yayınlanması üzerine Türkiye’de sorumlu bulduğu televizyon kanalı aleyhine dava açmıştı.

Ancak yerel mahkeme 2013 yılında görüntülerin sokaktan çekildiği, eve zorla girilmediği gerekçesiyle hak ihlali olmadığına hükmetmişti. Yerel mahkemenin kararı sonrasında hem Yargıtay hem de Anayasa Mahkemesi’nce onaylanmıştı.