Uzmanlara göre gerçek böyle değil ve bu konuda genelde yanlış bir kanı hakim. Aslında yiyecek bozulması ve son kullanma tarihleri ilişkili değil; bu yüzden ürünün gerçekten bozulup bozulmadığını anlamak adına başka etmenleri göz önüne almak gerekiyor.
İşte size bozulan yiyeceklerin en net belirtileri ve son kullanma tarihinin göz önünde bulundurulması gereken durumlar…
Son kullanma tarihine dair gerçekler
ABD Tarım Bakanlığına göre, Amerika’da gıdalar üzerindeki son kullanma tarihlerine dair tek tip standartlar yok mesela. Bu yüzden gıda etiketleri üzerinde “şu tarihe kadar kullanmakta fayda var” ya da “şu tarihe kadar satılır” gibi farklı farklı etiketler bulunuyor. Zaten düşünülenin aksine bu tarihler gıdanın güvenilirliğine dair bir veri sunmuyor aslında. Daha çok ürünün kalitesinin daha az ideal hale geleceği tarihler gösteriliyor. Bahsi geçen tarihten sonra, içerikteki malzemelerin lezzet, dokusu ya da performansı değişime uğramaya başlıyor.
Yani ürünün üzerindeki tarihin gelip geçmiş olması, gıda maddesinin bozulduğu anlamına gelmiyor. Sadece ürünün en iyi olduğu zamanın geçtiği ve alındığı tarihteki hali kadar taze olmadığı belirtiliyor. Ancak koklama, görme ve dokunma duyularımız, yiyeceklerin bozulup bozulmadıklarına dair güvenilir metotlar olarak hayatımızı kurtarıyor.
Uzman Diyetisyen Eda Balcı da gıda ürünlerindeki son kullanma tarihi ile tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkın yanlış anlaşılması nedeniyle, tonlarca gıdanın çöpe gittiğini belirtiyor ve ürünlerin üzerindeki ‘Son Kullanma Tarihi’ ile ‘Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi’ ibarelerinin arasındaki farkları anlatıyor.
STT ve TETT arasındaki fark nedir?
Son tüketim tarihi, son kullanma tarihi (SKT) olarak da ifade ediliyor. Bu tarih gıdanın güvenilirliği ile ilgilidir. Gıdanın kalitesi ve sağlıklı bir şekilde en son hangi tarihe kadar kullanabileceğini ifade eder.
Mikrobiyal açıdan kolay bozulabilen ve kısa bir süre sonra insan sağlığı açısından tehlike teşkil etmesi muhtemel gıdaların tüketilebileceği son tarihi gösterir. Bu gıdalardan bazıları süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri ve yumurta gibi gıdalardır.
Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) uygun şekilde muhafaza edilmesi durumunda gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi gösteren tarihtir. Etikette belirtilen TETT gününe kadar gıda, kalitesini en iyi şekilde muhafaza edebilmektedir. Fakat bu tarihten sonra gıdanın kalitesi ve besin değeri azalmaya başlayabilir. Özellikle bakliyat, çay, şeker gibi raf ömrü daha uzun olan gıdaların etiketinde TETT yer alır. Bir gıdanın TETT’si geçtiyse bazı özelliklerini kaybetmiş olabilir fakat bunlar sağlığımızı olumsuz etkileyecek durum değildir. O yüzden TETT geçti diye gıdayı hemen çöpe atmamalıyız. Eğer gıdada kötü koku ve istenmeyen lezzet varsa o durumda tüketilmemesi ve atılması gerekir.
Bozuk yiyecek belirtileri
Bozulmanın net belirtileri oldukça değişken olsa da birçok gıda maddesi, insanı caymaya itecek nahoş özellikler geliştirmeye başlıyor. Besinin türüne bağlı olmak üzere, bozulma, beraberinde küflü bir koku, acımtırak tat ve renk değişimleri getiriyor. Yiyeceğin görünüşü, dokusu ve sertliği de değişebiliyor.
Et
Bozuk et, yapışkan bir görünüm alabilir ya da üzerinde tüy gibi küf oluşumu görülebilir. Sığır eti nahoş bir koku yayıp maruz kaldığı oksijen yüzünden kahverengiye dönerken, tavuk ve hindi gibi kümes hayvanı etleri taze kokularını yitirebilirler. Kümes hayvanlarının kanat kısımlarından renk değişikliği gözlenebilir.
Süt ürünleri
Süt ve yoğurt gibi süt ürünleri bozulduklarında acımtırak kokmaya ve sarı bir renk almaya başlarlar; süt proteinlerinin çökmesi, üründe topaklaşmalara sebep olabilir. Özellikle de sütte, kutunun üst kısımları, oksijene ve mikroorganizmalara daha fazla maruz kaldığından çok daha sert bir koku yayabilir.
Tereyağı
Tereyağı, iki günden fazla bir süre oda sıcaklığında bırakıldığında kokuşmaya başlayıp hoş olmayan bir aroma kazanır. Katkı boyaları yüzünden fark etmek biraz zor olsa da yağın rengi hafiften kahverengiye dönmeye başlayabilir.
Peynir
Peynir söz konusu olduğunda, tipik bozulma belirtileri, yeşil ve beyaz renklerde küf ile pembe mayamsı tortudur. Küflenen yumuşak peynirler çöpe atılmalıdır; ancak çedar ya da eskitilmiş kaşar gibi sert peynirler, küflü bölge en az 1 cm’lik payla kesildiği takdirde tütetilebilir.
Yumurta
Yumurtanın dış kabuğu üzerinde çatlaklar ya da yapışkan zar gibi şeyler görürseniz eğer, yumurtayı hemen çöpe atmalısınız. Muhtemelen bakteri ya da küf içeriyordur çünkü. Bir diğer bozulma belirtisi ise kırılan yumurtanın içinden yayılan sülfürik, gazlı, acı kokudur. Yumurtanın kokusu daima nötr olmalıdır. Ve eğer yumurta beyazının rengi pembeleşmiş ya da sedefli bir hal almışsa, bu Pseudomonas bakterisine bağlı bozulmanın işaretidir.
Un
Un, sıcak ve nemli ortamlarda muhafaza edilmediği, böceklere ya da kemirgenlere maruz kalmadığı sürece kolay kolay bozulmaz. Bozulduğunda ise (özellikle tam buğday unu) çürük bir koku yaymaya başlar. Eğer uzun süre kullanmadıysanız ve bir kaç böcek ya da kelebeklenme gördüyseniz bir tepsinin üzerine yayarak havalandırabilirsiniz ama unu çöpe atmak zorunda değilsiniz.
Kuru makarna ve pirinç
Kuru makarna ve pirinç, serin ve kuru bir ortamda, haşerelerden uzak bir şekilde muhafaza edildiği sürece bozulmaz. Bu, üzerlerindeki son kullanma tarihine rağmen böyledir – bu ürünlerde de bahsedilen tarih güvenlikten çok maksimum kaliteye işaret eder. Doğru bir şekilde saklanmayan ürünlerde ise tuhaf bir aroma ve bayat bir koku görülür. Bakliyatlarınızı en doğru şekilde saklamak için cam kavanoz ve bez torbaları tercih edebilirsiniz.
Son kullanma tarihlerini ne zaman dikkate almak gerek?
Son kullanma tarihini dikkate alma konusunda kararsızsanız eğer, önceliğinizin kalite mi yoksa güvenlik mi olduğunu düşünmekle başlayın.
Kalite
Hedefiniz öncelikle kaliteyse eğer, ideal tazelik, lezzet ve doku için paket üzerindeki tarihe bağlı kalın. Belirlenen tarihe uygun hareket etmek, spesifik bir amaca hizmet eden ürünler açısından özelikle önemli. Örneğin kabartma tozu ya da toz maya söz konusu olduğunda, başarılı bir sonuç için tazelik şart.
Güvenlik
Önceliğiniz elinizdeki ürünün güvenliğiyse eğer, son kullanma tarihini fazla göz önünde bulundurmaktansa, ürünün ne zaman açıldığı, nasıl kullanıldığı ve nasıl muhafaza edildiği üzerine daha fazla kafa yormalısınız. Ayrıca şu iki kuralı asla atlamamalısınız:
Dünyada gıda kaynakları azalıyor
Tüm dünyada kaynakların giderek azaldığını, ayrıca gıda kayıp ve atıklarının ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği tehdit eden küresel bir sorun haline geldiğini düşünürsek; tüketicinin bilinçlendirilmesi, etiket bilgilerinin doğru yorumlanabilmesi için tüketiciye yönelik kılavuzların hazırlanması gerekiyor. Uzmanlara göre bu konuda herkesin bilinçli olması gıda israfının önlenmesi için çok önemli. Etiketleri yanlış okuma, anlayamama ve etiket üzerinde yazanlar hakkında bilgi sahibi olmama bu israfı tetikliyor.
ALINTI KAYNAK: https://www.haberturk.com/htgastro/kesfet/bozulan-yiyeceklerle-son-kullanma-tarihi-arasinda-iliski-var-mi-3613548