BU yıl 9’uncu sezonu koşulan yüzde 100 elektrikli araçların yarıştığı Formula E, elektrikli araçların laboratuvarı oldu. Markalar, yarışta elde ettikleri şarjdan, rejeneraktif frenlemeye kadar her türlü bilgiyi ürettikleri elektrikli araçlarda kullanıyor. Formula E’ye katılan markalar, yarışta kazandıkları deneyimleri standart elektrikli otomobillerine de aktarıyor. Yarış için ayrılan bütçenin yüzde 80-90’ı yeni araç teknolojilerinin geliştirilmesine katkı sağlıyor. ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda yarışan Japon üretici Nissan, şampiyonanın iddialı takımları arasında yer alıyor. Nissan, sıfır emisyonlu elektrikli araçların heyecanını ve eğlencesini küresel bir kitleye ulaştırmak için bu tamamen elektrikli dünya şampiyonasında yarışıyor. Modelin piyasaya çıktığı 2010’dan bu yana 600 binden fazla Leaf aracı satan Nissan, Formula E yarış aracını geliştirmek için mevcut elektrikli araç deneyiminden yararlandı. Buna karşılık, yarış pistinde öğrenilen dersler Japon otomobil üreticisinin gelecek nesil elektrikli araçlarını şekillendirmeye yardımcı oluyor.

KARBON NÖTR HEDEFİ

Marka, 2050’ye kadar faaliyetlerinde ve ürünlerinin yaşam döngüsünde karbon nötr olma hedefinin bir parçası olarak, kilit pazarlarda 2030’ların başına kadar tüm yeni araçlarını elektrikli hale getirmeyi amaçlıyor. Japon üretici, müşterilerine daha iyi elektrikli araçlar sunmak için bilgi ve teknolojiyi yarış pisti ve yol arasında aktarma konusundaki uzmanlığını ortaya koymayı hedefliyor. Nissan Formula E takımı Monako E-Prix’sinde pole pozisyonunu alarak iki pilotu ile yarışa ilk üçte başladı. Fenestraz sonunda E-Prix’i dördüncü sırada tamamlayarak 12 puan toplarken, Nato bir kazaya karıştı, yarışta arkalarına düştü. Nissan takımı, 3-4 Haziran’da yapılacak yarış için Jakarta’ya gidecek.